BEN ZENCİLERİ ÇOK SEVDİM SİZ DE SEVİNİZ, BUGİ BUGİ YAPANLARA ATEŞ ETMEYİNİZ

Baba çocuğuna bakıp bakıp sürekli gülümsedi. Çocuk daha fazla dayanamadı gangam style oyuncağı için ağladı. Baba çocuktan söz istedi. Çocuk yaramazlık yapmayacağına söz verdi. Oyuncak alındı. Dört tane duracel pil takıldı. Marketten çıktılar. Çocuk oyunu varmış gidelim mi aşkım? Gidelim. ANNESİ ve BABASI karar alınca (öyle değil mi annesi) gittiler. Hemen yer buldular. Patlamış mısır alamadım aşkım. Önde de yer bulabilirlerdi. Patlamış mısır alamadım aşkım. Bir baksalardı. Patlamış mısır alamadım aşkım. Yok hayır burası daha iyi. Patlamış mısır alamadım aşkım. Ama önde olsalardı daha iyiydi. Müzik giderek arttı. Annesiyle babası hiç bir şey duyamaz oldu. Hey sexy lady. DUP TIS dup tıSSSSSSSSSSS. Sahnedekiler tuhaf sesler çıkardılar, osurdular çok komik oldular. Hey sexy lady. DUP TIS dup tıSSSSSSSSSSS. Sahnedekiler büyük hareketler yaptılar. El çırpma. Zıplama. illüzyon yaptılar. Bir çocuğun kıçından yumurta çıkardı erkek olanı. Pis, zayıf ve erkek olan bir şeyler söyledi. Büyük büyük büyük söyleyince herkes güldü. Ateş yaktı. Kollarına sürdü. Diline sürdü. Tiyatro bitti. Tiyatroya giden çocukları türkçe olimpiyatlarına da götürdüler. İbrahim Tatlıses şarkıları ezberleyen zencileri izlediler. Aman kendini asmış bir zenci. Çok siyah ve çok müslüman olanlar güzelmiş. Üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten. O çocuklar dumansız hava sahası tişörtleri giydiler. Ben olsam utanırım herkesten. Türkiyenin havası dumansız hava sahası, bağırdılar. Bu ne biçim öğrenci? O çocuklar evlerinden, gezi parkının yıkıldığını izlediler. Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten. O çocukların babaları da evlerinden Sivas'ı izlemişlerdi. İyi nişan alırdı kendini asan zenci. O çocukların babaları evlerinden hayata dönüşü izlemişlerdi. Bira içmez ağlardı. O çocukların anneleri özalın başparmağından vurulduğunu, inönü olmasa savaşa gireceğimizi adı gibi bilirdi. Babası değirmenci, sizden iyi olmasın, boşanmada birinci. İnşallah dördüncü nükleer santralı kendimiz yapacağız. Çok sıkıldım, kuş vuralım istersen.

O çocuklar bu ülkede 
yoksulluk çektikleri ve kombi kış ayarında olduğu için üşümedikleri bu ülkede yaşıyor,

bir akasyanın dibine çekilip ,ama neye, usul usul öfkeleniyor.

yaztilkisi

tilki miydim? sanmıyorum. ama şarkı uydurunca uzadı kirpiklerim,
öyle beklemeye başladım, ormanda. şimdi de diyor içimde nedendir bilinmez bir ağlama hissi.
dans edelim diyorum. gülüyor. güle güle eksiliyor. tadımlı, hoş bir şey gibi azlıp.
aslında bir dahaki yaza uçan bir ev yapacaktık. kuşlar için çok komik şeyler uydurmuştum.
mesela sabahları içinden bir oyuncak geçirirken ağlama diyeckmiş. nasıl konuşulur ki uyurken?
her şey çoğalıyor böyle
gözyaşı bir tane daha getiriyor senden
sonra gülecekmişiz.
tilkiyim. artık biliyorum. büyücek bir şapkam var. hızla içine saklanıyorum.
giderken sevgilim gülüyor buna
güle güle

ŞARKI

yazsonu çiçeklerine bakıp indi geceleyin.
görmedim.
sonra çimlere uzandı, ağladı.
herşeygeçkalmaktır biliyor musun?
iki kere öp beni

Vampir Makamı

Düz bir çizgi üzerinde geçirdim mevsimleri
ileri geri ileri geri
Kaşlarım yoktu kocam çizdi
Oysa herkes bir gün patlayıp saçıldığı yerden çok uzağa düşerdi.
Ne dese beğenirsin, gülünç:
Ben yarattım seni
Ben yarattım,
Laf işte.

Vampir Makamı

Geceleyin karanlığın içinde patlayan narları toplardı karım, kaşları yoktu, ben çizdim, gülümserdi, hızlı hızlı uyurduk, hızlı hızlı sevişirdik (oysa her şey geç kalmaktır) Kilisenin bahçesinde patlayıp saçılan ne varsa toplarken kayboldu. Kaşlarını da aldı gitti. Ben çizmiştim aslında. Belki bir nar ağacıdır şimdi. Belki değil.

Vampir Makamı

Şehri bir vampirle geziyorum günlerdir/Herkes başka yerdeyken iniyor omzumdan, pencereden izliyoruz/Şurda günyensi çiçekleri var/Güzel vampir, küçük vampir tekrar tüne bana, geliyorlar, kanı görmesin kimse/diyorum/uyanır uyanmaz/Çok geç/Ama çok geç
Yazsonu, mesela narlar çıkınca anımsardı Çiftkalpli unuttuğunu /Yağmurülkesi'nde her balık dostunu mutlaka kaybetmiştir çünkü bir gün biri/ Budalalık ettim der, pencerenin arkasından utana utana, /bırakırdı suya kalbini.